Genel

550 Yıllık Osmanlı Tarihi İle Romanya

Osmanlı Devleti’nin 600 yıllık tarihinde Rumeli topraklarında en fazla hakimiyet kurduğu, iz bıraktığı ve izlerinin hala yaşadığı ülkedir Bulgaristan. Türkiye’nin güzel şehri Edirne’den bir adım ileriye gittiğinizde varabileceğiniz ve kendinizi asla yabancı  hissetmeyeceğiniz yerlerden biridir… 

İzmir’den akşam saatlerinde yola çıktığımızda başlar heyecanımız ve telaşımız…Sizlerle buluştuğumuz anda; gezerek bir aile olduğumuzda artarak devam eder sancımız… ÇANAKKALE-KEŞAN-EDİRNE-DEREKÖY yolunu takip eder ve arkamızı Türkiye’ye dönüp kısa bir veda anı yaşayarak varırız Bulgaristan’daki ilk şehrimiz Burgaz’a…Burada kısa bir panoramik tur attıktan sonra Karadeniz’in diğer bir yüzüne bakan,UNESCO tarafından kabul edilip koruma altına alınmış Bulgaristan’ın ALAÇATI’sı olarak kabul edilen NESSEBAR’a varırız.

Kahvaltı molamızdan sonra bu güzel sahil bölgesinin kiliselerini ve 15.ve 16.yy’dan kalma ahşap Osmanlı-Bulgar mimarisi ile yapılan evlerini görürüz.Ardından KARADENİZ’i takip eder ve varırız  Bulgaristan’ın bence en güzel ve en kalkınmış şehirlerinden Varna’ya…Karadeniz’in hırçın dalgalarını görür,kokusunu içimize çekeriz.VARNA’nın güzel altın kum plajlarını seyreder ve balığın tadına varırız.Bulgaristan’da ve balkanlarda bizde ki gibi rakı yoktur ancak eriğinden tutunda üzümüne kadar her şeyin rakısı yapılır..Ayağa kalktığınızda hissedersiniz gerçeği☺En son durağımız Mithat Paşa’nın şehri ve ülkemizdeki Ziraat Bankası’nın temellerinin atıldığı TUNA’nın güzel kenti RUSÇUK…Rusçuk,Osmanlı ve Rus mimarisini yakından görebileceğiniz ve hatta Tuna’nın en güzel görüntüsüne hakim olabileceğiniz belki de Bulgaristan’daki tek yerdir. Buralarda bizlerden DELİ ORMAN’ı,Namık Kemal’i,Vatan Yahut Silistre’yi,Koca Yusuf’u;Tuna boyundan geçerken de tarihimizin ünlü paşalarından OSMAN PAŞA’yı ve Plevne muharebelerini dinler ve Tuna nehrinin o  meşhur türküsüne eşlik edip  bazen gözyaşıyla bazen gururla bazen mutlulukla  yani karmakarışık duygularla bizlere katılırsınız. 
 
Vee KARPATLAR….Romanlara bile konu olan masal ülke ROMANYA …. 
Arka bahçesi Macar sınırı TRANSILVANYA…. 
Doğu’nun küçük Parisi başkent Bükreş’le başlarız.Önce ikinci dünya savasında başlayan ve 1989 yılına kadar süren doğu bloğu dahilinde kalan Romanya’da ruskomünist yapılaşmayı görür ama şehre girdikçe farklı bir havaya bürünürsünüz.Rumenlerin roman olmadığını,petrolün ana memleketi olduğunu,Dacıa markasının nereden geldiğini,şehirde hiç başıboş gezen hayvan görmemenize rağmen şehir halkının benimsediğini köpek sevgisini bizlerden dinler ve bize hiç yabancı olmayan markalarla türk dizilerini görürsünüz.Rumen mimarisiyle Avrupa mimarisinin harmanlandığı eski şehre gelmeden Komünist dönemde Çavusesku tarafından yaptırılan Dünyanın en büyük parlamento saraylarından birini görürüz sizlerle…Ve Bükreş güzeldir..Mimarisiyle,meşhur olan gece hayatıyla,hem  genç nüfusun varlığı hem de  yardımsever Türk insanının varlığıyla  görülmesi gereken şehirlerdendir.Hem çay bulursunuz bu şehirde hem baklava hem kebap…ara sokaklara girdiğinizde de hem meşhur ve güzel tatlılarından,meşhur barlarından ve tercih edenlerin görebileceği geleneksel Rumen gecelerinden…birde her yerde göreceğiniz Vlad Tepeş ’ten….yani DRACULA’ dan… 
 
 
 
  
Ve gezimize Yeniden başlıyoruz..NEDEN Mİ? 
TRANSILVANYA,bambaşka bir yerdir çünkü…Hem ilgi çeken hem korkutan tarihiyle hem muhteşem yeşil doğasıyla Rumen’lerin kış turizminin aktığı yerdir. 
Sinai,Bran,Braşov,Peleş Şatosu,Dracula Şatosu ve…..Daha bir çok yer ve isim… 
Yani bize yabancı olmayan EFLAK-BOĞDAN… 
Şatolar bölgesi…Yeşil doğa..Belki mevsime göre kar..Yaklaşmadan göremeyeceğiniz bu doğanın içine çokta güzel sızmış güzelim şatolar…Bizleri görünce İzmir Marşı çalan bir müzisyen..Güzel ve tazecik tatlılar..Bram Stoker, Vlad Tepeş yani dracula,sarımsak,peynir çeşitleri,kurutulmuş etler ve İtalyan kültüründen etkilenen romanyanın meşhur pizzaları ve tatlıları..Bunların hepsi bu bölgede..O yüzden Dünyada en çok nereyi görmek istersiniz sorusuna hiç düşünmeden Transilvanya diyebilirsiniz.  
 
Romanya’nın gizli bahçelerini de gördükten sonra tekrar döndük Bulgaristan’a…Çünkü başkentlerimiz kalmıştı..Bir ülkenin başkentini görmek o ülke hakkında çok fikir verir bize aslında…Hele Bulgaristan tarihinde önemli bir yeri olan eski başkent VELİKO TIRNOVO İle başlıyorsanız…Tırnovo nedır,malıko ya da veliko nedir…Bunlar  turdan dönüşte hepimizin aklında kalacak şeylerdir.Önce şehrin en yüksek tepesine çıkar bu eski şehri yukardan izlersiniz sonra 3.5 saatlik bir yolculukla şu anki başkent SOFYA’ya gelirsiniz. Alexander Nesky katedrali,Banyabası cami ve komünist dönem mimarileriyle hala kullanılan daha birçok yapı…  Sofya’da hem bizden hem Bulgarlardan esintileri takip eder hem de Büyük Atamız Atatürk’ü yad edersiniz.Onun geçtiği yerlerden geçer onun aldığı havayı solursunuz..  

Daha çok yer var tabiî ki sizlerle beraber gezeceğimiz.. 
Bunlar sadece 5 güne sığdırabildiklerimiz… 
Sizler gezdikçe bizler çalıştıkça gelişerek büyüyeceğimiz…